Bulutların Üstünde - Fatmanur Saltık
Herkese merhaba,
Bugün itibariyle Yalvaç Abi Kitabevi sakinleri olarak mümkün olduğunca her hafta ilginizi çekebilecek yazılar yayımlamaya çalışacağız. Umut dolu bir yılı karşılamadan önce de Aralık'ın bu soğuk geçen günlerinde içinizi ısıtabilmek için ilk yazımızı sizlerle buluşturmak istedik.
Öncelikle bu yazı çalışması gibi benim de Yalvaç Abi Kitabevi’nde ilk zamanlarım olduğuna değinmeliyim. Buraya geldiğim ilk gün, yaşayacağım maceralar hakkında hiçbir fikrim yokken sonrasında çocukların heyecan dolu dünyasına dahil olmak beni keyif dolu bir insana çevirdi. Kitabevine gelip yeni kitaplarla tanışan çocukların yüzlerindeki gülümseme, kalplerindeki sıcak sevgi her şeye bedelmiş. Onların yüzündeki gülümsemenin sebebi olmak başka bir duygu. Mesela dinozor sahibi olmak isteyen çocuğun dinozor kitapları gördüğünde yaşadığı sevinci ya da kendi ördekli çantasına benzer kitap bulduğunda havalara zıplayan çocuğun heyecanı, torununa aldığı hediye beğenilince yeniden daha fazla kitap almaya gelen kişinin haklı gururu, beğendiği kitabın devam serisi bulunmadığı için üzülen çocuğun sessiz gözyaşı ya da kendisine küçük bir kitap ayracı hediye ettiğimiz bir çocuğun gün boyunca kendini çok şanslı hissedecek olması gün içinde yaşananların sadece bir kısmı. Bu kitabevinde her gün yaşanan o kadar farklı an var ki saymakla bitmez. “Kitabevlerinde sadece çeşit çeşit kitap olduğunu mu düşünüyorsunuz? Aslında türlü türlü müşteri de var.”[1]
Hepimiz farklı bir kültürün içine doğduğumuz için her çocuğun da farklı bir dünyası, bambaşka kitap zevkleri ve bambaşka okuma alışkanlıkları olması çok normal. Bu durum da kitabevinde türlü türlü müşteri ile tanışmayı mümkün kılıyor. Kitabevinin kapısından içeri giren her kişi ayrı bir okuma alışkanlığını temsil ediyor ve bu yeni okuma alışkanlıkları da size yeni bir deneyim sunarak yeni dünyalara açılmanızı sağlıyor. Sabahları yataktan kalkmakta zorlansanız da normal bir iş yerine gittiğinizde yorgunluk devam edebilirken kitabevinden içeri adım attığınız an tüm yorgunluklar sona eriyor ve minik kalplerin enerjisi sizi de etkilemeye başlıyor. Yeni bir gün, yeni kitaplar, yeni oyuncaklar ve yepyeni gülen yüzler görecek olmanın etkisiyle içiniz kıpır kıpır oluyor. Hava kapalı olduğunda ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağdığında bile koştura koştura kitap almaya gelenleri görüp umutlanıyorsunuz ya da çok sıcak bir tatil gününde dışarda yapılması gereken bir sürü aktivite varken kitabevi ziyareti yapmaya gelenleri görüp etkileniyorsunuz. Burası her şeyin mümkün olduğu, okumayı seven herkese bir noktadan kucak açan, büyüklerin içindeki çocuğu ortaya çıkaran, çocukları daha da çocuklaştıran, kitaplarla, oyunlarla, oyuncaklarla ve sürprizlerle dolu bir dünyaya adım attığınız yer. Her ne olursa olsun burada gelip kapağını seyrettiğiniz ya da sayfalarını karıştırıp inceleme fırsatı bulduğunuz her kitap yeni bir bakış açısı ile size geliyor. O yüzden çoğu zaman dikkat etmeden önünden geçtiğiniz ya da sadece vitrinden içeri bir göz attığınız bu kitabevine bir şans verin. Belki siz de burada yeni bir hikâye keşfedersiniz ya da kendiniz yeni bir hikâye yazar ve bir sonraki yazının kahramanı olursunuz.
Son olarak yeni hikâyelerden bahsetmişken Yalvaç Abi Kitabevi'nde bir cumartesi gününün nasıl geçtiğinin anlatıldığı Burcu Ural Kopan tarafından kaleme alınmış olan "Kitabevi Güncesi Kalabalık Bir Cumartesi" isimli kitabı duydunuz mu? Eğer bugüne kadar duymadıysanız ya da kitabı duyup okumadıysanız bir hafta sonunun neler getirdiğini okumak ve biraz eğlenip gülümseyebilmek için bu kitabı haftanın kitap tavsiyesi olarak eklemek isteriz.
Hepinize keyif ve umut dolu bir hafta dileriz, kitaplarla kalın.
Fatmanur